Home Page
20.04.2024
20.04.2024
ORGANIZATIONS
WORKSHOPS
ORAL / VISUAL SUPPORT
CONCEPT / PROJECT
Member
join us at facebook !



Sanatta İnancın Etkileri

Ceylan MutluBugün de sanatın doğuşunu ve oluşumunu etkileyen faktörleri düşünerek söze başlamak istedim.

Çevremizde veya sanat tarihinde belirgin bir düşünceyi yada inancı yansıtmak amacıyla yapılmış birçok eser tanımlayabiliriz. Örneğin, Michelangelo’nun Vatikan’daki Sistina Şapeli’nin tavanına yaptığı İncil’deki temaları anlatan olağanüstü fresk bunlardan biridir.

Rönesans’ın çok öncesindeki tarihi dönemlerin büyük sanat eseri olarak tanımlanan birçok mimari yapı, heykel ve resimde işlevsellik göze çarpar. Hangi amaca veya inanca hizmet ettiğini bilmek, bir eserin değerlendirilmesinde önemli rol oynar. E.H.Gombrich’e göre, ‘’Sanat dallarında verilen ürünler, sadece sanat yapıtları değil belirli görevleri olan objelerdi.’’

artNeXTİnsanın eski çağlarda doğaüstü ve gerçek güçlere karşı korunma amacıyla ürettiği barınaklar veya büyü için yaptığı resim, heykel ve totemler sonraları sanat eseri olarak nitelendirilmiştir. Bir kültürün inanç sistemiyle ilgili bilgimiz yoksa, güzel sanatlar dalında üretilmiş herhangi bir sanat eserini anlamamız zor olabilir. Örneğin, buzul çağı avcıları Altamira(İspanya) ve Lascaux (Fransa) Mağralarına hayvan resimleri çizerken, hayvanların güçlerinin kendilerine geçeceğine ve onlara galip geleceklerine inanıyor olabilirlerdi. Burada imgelemenin yaratacağı güce bağlı bir inancı ilk bakışta görebiliriz. Yerli Kabilelerde hayvan kılığına girerek yapılan törenler buna benzer inançların devamıdır. Bu inanışlar sanatı çeşitli biçimlerde etkileyerek beklide günümüze kadar getirmiştir diyebiliriz.

Dionizos’ a yapılan törenler doğanın kışın ölmesi ve baharda tekrar dirilmesiyle ilgiliydi. Yeniden doğma, erginleşme, olgunlaşma ve verimliliği sembolize eden müzikli ve hareketli bir sahne canlandırılırdı. Tiyatro ve sahne sanatlarına önemli bir alt yapı oluşturan Dionizos Törenleri ve daha sonraları, Bağ Bozumu Şenlikleridir.

Dünya Uygarlık ve Sanat Tarihinde çok önemli sonuçlar yaratan önemli bir inanç sistemi de ‘‘Paganizm’’dir. Eski çağlardan günümüze kadar değişik süreçlerden geçerek gelmiştir. İnsanoğlunun inancını anlatabilme kaygısıyla doğayı örnek alarak çizdiği sembolik tasvirlerin, resim, piktogram ve yazı sanatını; ürettiği formların heykel sanatını geliştirdiğini söyleyebiliriz. Sümer ve önceki kültürlerde küçük boyutlu yapıtların üretildiği bu sanat dalı, Anadolu ve Grek Uygarlıklarında kralları, Tanrı ve Tanrıçaları, mitolojik hikayeleri ve dini inançları anlatan bir işlevsellik kazanmıştır. Daha sonraları, mimari ile birleşerek gelişen Roma Pagan sanatı sosyolojik ve kültürel bir etkileşim süreci geçirerek Hıristiyan sanatı içinde kendi tarzını oluşturmuştur.

Sanatla ilgisi yok gibi görünen ancak, sanatı çeşitli yollardan etkileyen inanışlar asırlardır sanatın bir parçası olmaya devam etmektedir. Yaratılmak istenen etki ve anlam, zaman, zaman eserin güzelliğinin veya teknik niteliğinin önüne geçmiştir.

İslam sanatına genel olarak baktığımızda, insan figürü tanımlanmasına yer verilmemesi, yasaklanmasından öte, inanç sisteminin doğurduğu bir sonuç olarak gözükür. Bu inanca göre, ‘’İnsanı Tanrıdan başka kimse tasvir edemez veya yeniden yaratamaz’’ . Müslüman sanatçılar Allah’ı asla resim veya heykel ile somut kalıplar içinde tasvir etmemişler, semboller kullanmışlardır. Bu açıdan baktığımızda, İslâm dünyasında putperestliği çağrıştıracağı ve ‘’Allah’’ inancını zedeleyeceği düşüncesi ile somut özellikler taşıyan resim ve heykel sanatına sıcak bakılmamıştır. Bunun nedeni, insan bedeninin çıplaklığının ve çıplak olarak resmedilmesinin de günah olarak nitelendirilmesidir. Dini inancı aynı olsa da, farklı kültürel birikimler sanata kaçınılmaz olarak farklı biçimlerde yansımış, her toplum kendi sanat kurallarını oluşturmuştur.

Genel olarak, İslam sanatında geometrik desenler, Tefekkürün en yüce katı olarak bilinen sonsuzluğu anlatabilmek amacıyla kullanılmıştır. Allah’ın varlığını sevgisini, kudretini ifade eden figüratif ve natüralist geometrik şekiller, yıldız kümeleri ve bitki motifleri stilize edilerek sembolik anlamlar yüklenmiştir. Dolayısı ile, İslam Dünyasında batı sanatından çok farklı bir bezeme ve mimari sanatı gelişmiştir.

Minyatür sanatına baktığımızda, toplumsal düzenin hiyerarşisi ve dini inanç kalıplarının yansımalarını tekrar görebiliriz. Figürlerin önem sırasına göre büyük veya küçük çizilmeleri ve de yüzlerde duygu ve ifadeye yer verilmemesi, dünya hayatının geçiciliğini İslam inancına göre vurgulamaya çalışır.

Günümüzün görsel sanatlarında ise her dalda çok daha özgürlükçü ve bireysel bir sanatsal yaklaşım gözlense de dikkatle incelediğimiz zaman bireysel yaklaşımların altındaki inanışları ve inanç kalıplarını buluruz.

Bilişim çağının getirdiği hızlı fikir alışverişleri ile zenginleşen ‘‘inanış biçimleri’’ sanatı sonsuza kadar beslemeye devam edecektir.

Sanata olan inancınız ve sevginiz hiç tükenmesin.

 

All rights of published articles, photos, cartoons, illustrations and topics in NEXUSartLine reserved.